top of page

2.8. Mekke’nin Fethi
Hudeybiye Antlaşması’nın şartlarında biri Arap kabilelerinden isteyenlerin
Müslümanların veya müşriklerin himayesine girmekte serbest olmalarıydı.
Buna göre Huzaa kabilesi Müslümanlarla, Huzaalıların düşmanı
olan Benî Bekir ise Mekkeli müşriklerle ittifak kurmuştu.
628 yılında eskiden beri arasında düşmanlık olan Benî Bekir kabilesi,
Huzaalılara saldırarak bu kabileden birçok kişiyi öldürdü. Mekkeli
müşrikler de Benî Bekir kabilesine silah yardımı yaptı. Bunun üzerine
Huzaa kabilesinden bir grup Peygamberimize gelerek olanları anlattı.
Peygamberimiz Kureyşlilere, Hudeybiye Antlaşması gereği Müslümanların
Huzaalıların müttefiki olduğunu bildirdi. Benî Bekir kabilesi ile olan
ittifaklarından vazgeçmelerini ya da Huzaalılardan ölen kişilerin diyetini
vermeleri gerektiğini söyledi. Eğer bu iki seçenekten birini kabul etmezlerse
müşriklerle savaşacaklarını haber verdi. Kureyşliler bu teklifi
dikkate almadılar. Hudeybiye Antlaşması’nı artık tanımadıklarını söylediler.
Bunun üzerine Peygamberimiz savaş kararı aldı. Müşrikler hatalarını
anladılar ve Kureyşin lideri Ebu Süfyan Peygamberimize gelerek
Hudeybiye Antlaşması’nın yenilenmesini istedi. Ancak Hz. Peygamber
(s.a.v) bunu kabul etmedi. Ebu Süfyan; Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir ve ileri
gelen Müslümanlara da gitti. Ancak sonuç değişmedi.36 Ebu Süfyan bir
netice alamadan Mekke’ye geri döndü.
Hudeybiye Antlaşması on yıl süreyle barış ortamı sağlayacaktı. Fakat
ikinci yılı dolmadan müşrikler tarafından bozuldu. Peygamberimiz bunu
savaş sebebi sayarak Mekke’ye girmeye karar verdi. Peygamberimiz
Müslümanların müttefiki kabilelere de haber göndererek onlardan savaş
için hazırlanmalarını istedi.
Ensar, muhacir ve çevre kabilelerden oluşan İslam ordusu yaklaşık 10
bin kişiyle 630 yılında Medine’den yola çıktı. İslam ordusu Mekke yakınlarındaki
Merru’z Zehran denilen vadiye geldiklerinde karargâh kurdu.
Ebu Süfyan, Müslümanların büyük bir orduyla Mekke yakınlarında karargâh
kurduğunu öğrenince telaşlandı. Hz. Muhammed’le (s.a.v) görüşmek
amacıyla Peygamberimizin kaldığı çadıra geldi. Peygamberimiz,
Ebu Süfyan’dan Müslüman olmasını, Mekkelilerin kendilerine direnmemesini
ve kan dökülmemesini istedi. Onu Müslüman askerlerin arasında
gezdirdi. Ebu Süfyan burada Peygamberimiz’le görüşmesinden sonra
Müslüman oldu. Hz. Peygamber Ebu Süfyan’dan Mekke’ye dönmesini
ve onun evine ve Kâbe’ye sığınanların, kendi evlerinde kalanların korunacağını
Mekkelilere haber vermesini istedi.37 Ebu Süfyan Mekke’ye dönerek
Müslüman olduğunu, direnmekle bir şey elde edemeyeceklerini
ve Müslümanların da savaş yapmak istemediklerini bildirdi.
Müslümanlar kısa bir süre sonra dört bir koldan Mekke’ye girmeye
başladılar. Kan dökmeden şehre girmek Peygamberimizi oldukça memnun
etti. Sadece Halit b. Velid’in başında bulunduğu birliğe küçük saldırı
olduysa da kısa sürede bu saldırı bastırıldı.
YORUMLAYALIM
Peygamberimizin Mekke’ye giren Müslümanlardan bir zamanlar kendilerine her türlü haksızlık ve işkenceyi reva gören müşriklerden intikam almalarını yasaklamasını değerlendiriniz.
Müslümanlar yıllar önce çıkarıldıkları şehirlerine gururla girdiler. Hz.
Peygamber, daha sonra Kâbe’ye girdi. Buradaki bütün putları kırılmasını
emretti. Kısa sürede Kâbe putlardan temizlendi. Resulullah Kâbe’nin
içinde namaz kılıp bir müddet orada kaldı. Aralarında Ebu Süfyan’ın hanımı
Hint ve Ebu Cehil’in oğlu İkrime’nin de bulunduğu Müslümanlara
yaptıkları işkencelerden dolayı öldürülmesi emredilen yaklaşık yirmi
kişiden birçoğu affedildi.. Mekke’nin fethinden sonra birçok kabile Medine’ye
Hz. Peygamberin yanına gelerek Müslüman oldular ve Hz. Peygamberin
siyasi otoritesini kabul ettiler.
http://img.eba.gov.tr/503/86e/d1c/1e6/f75/c04/cda/87c/a23/28f/dc3/ba7/3c7/9a0/009/50386ed1c1e6f75c04cda87ca2328fdc3ba73c79a0009.pdf
bottom of page