top of page

Mümin erkeklere (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranış- tır. Åžüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. (Nur suresi, 30. ayet.)

Mümin kadınlara Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kı- sımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teÅŸhir etmesinler. BaÅŸ örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. (Nur suresi, 31. ayet.)

1.5. Namaza Davet:
        Ezan Müslümanlar Medine’ye hicret ettikten sonra burada ensar ve muhacirle birlikte bir İslam toplumu meydana geldi. Bu dönemde ibadetler konusunda bazı geliÅŸmeler oldu. Bunların baÅŸlıcaları: Ezanın belirlenmesi, kıblenin deÄŸiÅŸikliÄŸi, orucun, zekatın ve tesettürün farz kılınması- dır. Müslümanlar Mekke’de iken ibadetlerini gizlice yapıyor, namazlarını kimsenin göremeyeceÄŸi yerlerde kılıyorlardı. Dolayısıyla orada namaza açıktan davet etmek gibi bir imkân yoktu. Ancak Medine’de ÅŸartlar deÄŸiÅŸmiÅŸti. Artık müÅŸriklerin zulüm ve baskıları çok gerilerde kalmıştı. Müslümanlar namazlarını rahatlıkla kılıyorlardı. Fakat, namaz vakitlerinde herkesi bir araya toplayacak bir davet ÅŸekli henüz tespit edilmemiÅŸti. Müslümanlar namaz vakti yaklaşınca mescide geliyor, vakit girincede namazlarını kılıyorlardı. Peygamberimiz hicretten bir süre sonra ashabını toplayarak namaza nasıl davet edileceÄŸiyle ilgili onlarla istiÅŸare etti. Bazı sahabeler namaz vakitlerinde, Hristiyanlarda olduÄŸu gibi çan çalınmasını, diÄŸer bir kısmı Yahudiler gibi boru üflenmesini, bir kısmı da Mecusilerinki gibi namaz vakitlerinde ateÅŸ yakılıp yüksek bir yere götürülmesini teklif etti. ÇeÅŸitli görüÅŸlerin ileri sürüldüÄŸü istiÅŸare sonucunda kesin bir karara varılamadı. Peygamber Efendimiz de yapılan bu teklifleri baÅŸka dinlerin uygulamalarına benzediÄŸi için uygun bulmadı. O sırada Hz. Ömer söz aldı:”Ya Resulallah! Halkı namaza çağırmak için neden bir insan görevlendirilmesin?” diye sordu. Peygamberimiz o anda Hz. Ömer’in teklifini uygun gördü ve Bilal-i HabeÅŸi’ye “Kalk ya Bilal, namaz için seslen.” dedi. Medine sokaklarında, “es-salah, es-salah diye seslenerek Müslümanları namaza çağırmaya baÅŸladı.
                                  BİLGİ NOTU !!!
Bilal-i HabeÅŸi Peygamberimizin vefatından sonra Åžam’da kaldı. Bir ara Medine’yi ziyarete gitmiÅŸti. Sevgili Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin’in ricasıyla o yanık sesiyle sabah ezanını okudu. Bilal’in sesini duyan Medineliler; Peygamberimiz sanki aralarındaymış gibi heyecanlı dakikalar yaÅŸamışlar, eski günleri anarak gözyaÅŸlarını tutamamışlardı. (Osman KeskioÄŸlu, Siyer-i Nebi, s. 77)
     Aradan çok zaman geçmeden ensardan Abdullah b. Zeyd ezan ile ilgili bir rüya gördü. Rüyasını Peygamberimize anlattığı zaman o da rüyası- nın hak olduÄŸunu söyledi. Zeyd’e rüyasında gördüklerini güzel ve gür sesli Bilal’e öÄŸretmesini istedi. Bilal-i HabeÅŸi, Medine’nin yüksek bir yerine çıkarak ezanı okumaya baÅŸladı. Bilal’in okuduÄŸu ezanı evinde duyan Hz. Ömer koÅŸarak Peygamberimize geldi ve aynı rüyayı kendisinin gördüÄŸünü söyledi.İlerleyen günlerde Mescid-i Nebi’nin arka tarafına ezan okumak için özel bir yer yapıldı.
​
http://img.eba.gov.tr/503/86e/d1c/1e6/f75/c04/cda/87c/a23/28f/dc3/ba7/3c7/9a0/009/50386ed1c1e6f75c04cda87ca2328fdc3ba73c79a0009.pdf

© 2023 by NOMAD ON THE ROAD. Proudly created with Wix.com

  • b-facebook
  • Twitter Round
  • Instagram Black Round
bottom of page