top of page
6. Veda Haccı ve Veda Hutbesi

   Peygamberimiz Mekke’nin fethinden sonra hac mevsimini beklemeden
Medine’ye dönmüştü. Hac Mekke’nin fethinden bir yıl sonra 631 yılında
farz kılındı. Haccın farz kılındığı ilk yılda Medine’li bir grup müslüman
Hz. Ebu Bekir başkanlığında hacca gittiler. Peygamberimiz ertesi yıl hac
için hazırlıklara başladı. Bunu Müslümanlara da duyurarak hazırlanmalarını
istedi. Peygamberimizle birlikte hac etmek isteyen civardaki
kabileler Medine’de toplanmaya başladı.

     YORUMLAYALIM

“Allah’ın yardımı ulaşıp fetih müyesser olunca, insanların da bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini görünce artık Allah’ına hamt edip onu tespih et. Ona sığın ki o tövbeleri çok kabul eder.”
(Nasr suresi, 1-4.ayetler. )
 Yukarıdaki ayetlerin vermek istediğini mesajı yorumlayınız.

   Peygamberimiz 632 yılında yanında hanımları, kızı Fatıma, muhacir,
ensar ve diğer kabilelerden oluşan Müslümanlarla birlikte Medine’den
ayrıldı. Peygamberimiz birçok kez Kâbe’yi tavaf etmişti ama bu haccın
farz oluşundan sonraki ilk haccı idi. Hacca katılan Müslümanlar peygamberimizle
birlikte hac yapacakları için heyecanlıydılar. Peygamberimizle
birlikte hac için yola çıkanlar yaklaşık 100 bin kişiydiler. Mekkeye
gidene kadar yol boyunca katılanlarla birlikte bu sayı 120 bine kadar
ulaşmıştı.
   Yolculuk 10 gün sürdü. Peygamberimiz zilhicce ayının dördünde Mekke’ye
ulaştı. Kâbe’yi tavaf etmeye başladı. Kendisiyle birlikte Müslümanlardan
oluşan insan seli “lebbeyk” nidalarıyla dalga dalga ilerleyerek
tavaf yapıyorlardı. Peygamberimiz birkaç günü Mekke’de geçirdikten
sonra bütün Müslümanlarla birlikte Mina’ya geçti. O gün orada kaldı.
Arefe günü sabahı Arafat’a çıktı. Orada dua etti. Öğle vakti kendisini dinlemek
üzere toplanan on binlerce Müslüman’a bir konuşma yaptı. Gür
sesli münadiler görevlendirerek söylediklerinin herkese ulaşması için
tekrar etmelerini istedi.
   Peygamberimiz toplanan insanlara yaptığı konuşmada genel hatlarıyla
Allahın birliği ve Allah’a itaatın gerekliliğini, emanete riayet edilmesi
gerektiğini, cahiliye devri adetlerinin geride kaldığını hatrılattı. Sonra
devamla güçlünün zayıfı ezmemesini, can, mal ve ırz güvenliğinin
sağlanmasını, faizin yasaklandığını, kadınlara değer verilmesini, kan
davalarını sona erdirilmesini istedi. Artık cahiliye devrinin bütün kötülüklerinin
bitmesi gerektiğini, bütün insanların eşit olduğunu, İnsanlar
arasında üstünlüğün ancak takva ile olacağını söyledi. Müslümanların
kardeş olduğunu hatırlatarak ve iç çekişmelerle birbirlerine düşmemeleri
konusunda uyarılarda bulundu.
   Hz. Peygamber, hutbede “Ey insanlar” diye başlayan hitabıyla tüm insanların
kişisel dokunulmazlığı, hayat hakkı, mülkiyet ve mesken hakkının
olduğunu vurguluyor, toplumsal barış, eşitlik, miras, aile hukuku gibi sosyal
içerikli konularda insanlığa evrensel mesajlar veriyordu.
O gün Arafat’ta akşama kadar dua ile meşgul oldu. Peygamberimiz Arafat’ta
iken;
                 اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الِْسْلَمَ د۪ينًا
  “ Bu gün size dininizi kemale erdirdim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım
ve sizin için din olarak İslam’a razı oldum.” ayeti nazil
oldu. Peygamberimizin hutbesinde ve bu nazil olan ayetlerde sanki
veda ifadeleri vardı. Hz. Ebu Bekir bu ayetin nazil olduğunu öğrenince
Hz. Peygamberin vefatının yaklaştığını düşündü ve ağladı. Peygamberimiz
hac görevini yerine getirdikten sonra Mekke’den ayrıldı.
Peygamberimizin bu konuşmasından yaklaşık üç ay sonra vefat etmiş
olması, onun burada söylediklerinin Müslümanlara son vasiyeti gibi
algılanmasına sebep olmuştur. Bu tarihi konuşmaya “Veda Hutbesi”
denilmesi de bundandır. Artık cahiliye devri tamamen kapanmış, din
tamamlanmış ve İslam’ın dönemi başlamış oluyordu.Bu hutbe bu açıdan
da çok önemliydi.
                                                     VEDA HUTBESİ
Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle
burada bir daha birleşemeyeceğim.
İnsanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise bu aylarınız nasıl mukaddes
bir ay ise bu şehriniz (Mekke) nasıl mukaddes bir şehir ise canlarınız,
mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir. Her türlü tecavüzden korunmuştur.
Ashabım! Yarın Rabb’inize kavuşacaksınız ve bugünkü her hâl ve hareketinizden
muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra cahiliye âdetlerine
dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyetimi burada bulunanlar,
bulunmayanlara bildirsin. Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden
daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.
Ashabım! Kimin yanında bir emaneti varsa onu sahibine versin. Faizin her
çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lakin borcunuzun aslını vermek
gerekir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle faizcilik artık
yasaktır. Cahiliyeden kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır.
İlk kaldırdığım faiz de Abdülmuttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir.
Ashabım! Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır.
Kaldırdığım ilk kan davası Abdülmuttalib’in torunu (amcazadem) Rebia’nın
kan davasıdır.
İnsanlar! Bugün şeytan, sizin şu topraklınızda yeniden tesir ve hâkimiyetini
kurmak gücünü ebedî surette kaybetmiştir. Fakat siz, bu kaldırdığım şeyler
dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir.
Dininizi korumak için bunlardan sakınınız.
İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı
tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız; onların namuslarını
ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar
üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
Müminler! Size iki emanet bırakıyorum ki onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu
hiç şaşırmazsınız. O emanetler de Allah’ın kitabı (Kuran) ve sünnetimdir.
Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir, böylece
bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka
tecavüz etmek başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisi
vermiş olsun.
İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? “Allah’ın elçiliğini ifa
ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şehadet
ederiz.” cevabını verdiler.
Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.), “Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab! Şahit
ol ya Rab!” dedi.
(Heyet, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C 1, s. 544.)

                                      LİSTELEYELİM

Veda Hutbesinde geçen evrensel ilklerini listeleyiniz
1. .............................................................................................................................................
2. .............................................................................................................................................
3. .............................................................................................................................................
4. .............................................................................................................................................
5. .............................................................................................................................................

http://img.eba.gov.tr/503/86e/d1c/1e6/f75/c04/cda/87c/a23/28f/dc3/ba7/3c7/9a0/009/50386ed1c1e6f75c04cda87ca2328fdc3ba73c79a0009.pdf

© 2023 by NOMAD ON THE ROAD. Proudly created with Wix.com

  • b-facebook
  • Twitter Round
  • Instagram Black Round
bottom of page